Hiç doğanın kendi kendine sanat yarattığını düşündünüz mü? “Dereden, Yerden” sergisi tam da bunu gözler önüne seriyor. Kırılmış, kopmuş ve zamanla şekillenmiş ağaç parçaları, insan suretine bürünerek yeniden hayat buluyor.
Sanat yolculuğunu Son Saat Gazetesi’ne anlatan Tamer Emiralioğlu, eserlerinde doğanın kendisinin bir sanatçı olduğuna vurgu yaparak, “Sanat eğitimi almadım ama en büyük ustam doğa oldu” diyor.
Emekli olduktan sonra doğayla iç içe bir yaşam sürmeye başlayan Tamer Emiralioğlu, sanat eğitimine sahip olmamasına rağmen, en büyük ilham kaynağının doğanın kendisi olduğunu vurguluyor. Gözlem yeteneğiyle doğadaki gizli figürleri keşfeden sanatçı, kırılmış, kopmuş ve zamanın izlerini taşıyan ağaç parçalarına yeni bir ruh kazandırıyor. “Bir gün dere kenarında bulduğum bir dal parçasında saklı bir kuş figürü gördüm. O an sanat serüvenim başladı” diyen Emiralioğlu, doğanın şekillendirdiği formları sadece el aletleri kullanarak işliyor.
USTAM DOĞA, KALFAM AHŞAP KURDU
El işçiliğiyle ve yalnızca bıçak, keser ve keski gibi basit aletlerle şekillendirdiği eserlerinde doğanın izlerini koruyan sanatçı, “Hiçbir zaman bir ağaç kesmiyorum, tek bir dal bile koparmıyorum. Doğa ne verirse onunla çalışıyorum” diyerek sanat anlayışını özetliyor. Ahşabın doğal pürüzleri ve lekelerinin eserlerine ruh kattığını ifade eden Emiralioğlu, “Ustam doğa, kalfam ise ahşap kurdu” sözleriyle doğaya duyduğu saygıyı dile getiriyor.
BÜYÜLEYİCİ SÜRECE TANIKLIK ETMEK İSTER MİSİNİZ?
“Dereden” gelen ağaç parçalarının insan figürlerine dönüştüğü, “Yerden” gelen imgelerle toprağın ruhunu yansıttığı bu sergi, insan ve mekân arasındaki bağı renkler, dokular ve formlar aracılığıyla gözler önüne seriyor. Bu büyüleyici sürece tanıklık etmek isteyen sanatseverler, sergiyi 3 Nisan 2025’e kadar pazartesi hariç her gün 09.00-20.00 saatleri arasında ziyaret edebilir.