Projenin kurucusu Özlem Ilgın, "Bu sadece bir örgü kampı değil; kadınların yeniden var olma yolculuğu" diyor.
Kadınların sosyal hayatta daha görünür olması ve üretim yoluyla güçlenmesini amaçlayan “örgü kampı” projesi, Türkiye’nin dört bir yanından kadınları bir araya getirmeye devam ediyor. Projenin kurucusu Özlem Ilgın, 2022 yılında hayata geçirdiği bu fikrin kişisel bir ihtiyaçtan doğduğunu ve zamanla birçok kadının ortak hikâyesine dönüştüğünü söyledi.
Uzun yıllar yurt dışında yaşayan Özlem Ilgın, kamp fikrinin çıkış noktasını şöyle anlattı:
“Babamın rahatsızlığı nedeniyle annem yıllarca sosyal hayattan uzak kaldı. Bu süreçte onun sessizliğine tanık oldum. Benzer durumları yaşayan çok sayıda kadın olduğunu fark ettim. Yurt dışında kadınların birlikte tatile çıktığını, üretim yaparken kendilerine zaman ayırabildiklerini gördüm. O özgürlük duygusunu Türkiye’deki kadınlarla paylaşmak istedim.”
İYİLEŞME ALANINA DÖNÜŞTÜ
İlk kampı düzenledikten kısa bir süre sonra babasını kaybeden Ilgın, bu sürecin zorluklarını ise şöyle ifade etti:
“Tam her şey yeni başlıyordu ki babamı kaybettim. Projenin devam edip etmeyeceğini sorguladığım bir dönemdi. Ama o ilk kampa katılan kadınların desteği, mesajları, aramaları bu çalışmayı yeniden ayağa kaldırdı. Kamp sadece onlar için değil, benim için de bir iyileşme alanına dönüştü.”
BİNİ AŞKIN KADIN KATILDI
Bugüne kadar düzenlenen kamplara Türkiye’nin farklı illerinden binin üzerinde kadın katıldı. Kamplarda örgü atölyeleri, kültürel geziler, söyleşiler, defileler ve temalı etkinlikler yer aldı. Katılımcılar arasında ilk kez kendi emeğini sergileyen ya da ilk kez yalnız seyahat eden kadınlar da oldu.
KİTAP PROJESİ YOLDA
Özlem Ilgın, örgü kampı deneyimini ve kamplarda tanıştığı kadınların hikâyelerini kitaplaştırmak üzere çalışmalara başladıklarını da söyledi:
“İlk kamptan bugüne uzanan süreçte çok fazla insana dokunduk. Hayatı değişen kadınların hikâyeleri var. Bu deneyimleri bir araya getirerek bir kitapta toplamak istiyoruz.”
BU SADECE BİR ÖRGÜ KAMPI DEĞİL
Katılımcılar, bu kampların sadece bir hobi etkinliği olmadığını, aynı zamanda güçlü bir sosyal dayanışma alanı olduğunu vurguluyor. Kamplarda yaşadıkları süreci ise şöyle özetliyorlar: “Burada üretim yoluyla kendimizi ifade ediyor, birlikte öğreniyor, birlikte gülüyor ve birlikte iyileşiyoruz. Bu sadece bir örgü hareketi değil; kadınların görünür olduğu, birbirini desteklediği gerçek bir birliktelik alanı.”