Amerika Birleşik Devletleri'nin aracılık ettiği, 13 Ağustos 2020 tarihli ilk duyuru yalnızca İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri ile ilgiliydi. Şimdi genişliyor.
Türkiye, 4 yılını dolduran ve etkileri giderek artan İbrahim Anlaşmaları’nı izliyor. Bu anlaşmaların, sadece İsrail-Körfez ekseninde olmadığı kesin; çünkü anlaşmaların etki alanı, Fas’tan Sudan’a, oradan Arap Yarımadasından Hindistan ve orta Asya ya dek uzanıyor. Bu durum karşısında Türkiye, son dönemde Irak’la hayata geçirmeye çalıştığı ‘Kalkınma Yolu Projesi’ne daha çok önem atfetmeye başladı. Kısaca Donald Trump sonrası dönemin en çok tartıştığımız ve her geçen gün önemi daha da anlaşılan İbrahim Anlaşmaları, bölge ülkeleri arasında enerjiden diplomasiye birçok alanda tatlı bir rekabet alanı da doğurdu gibi Umarız, bu coğrafyanın gerçek halkları, savaşmaktan ziyade barışı, çatışmaktan ziyade uzlaşıyı görür.
Türkiye, BAE’nin tam tersi bir şekilde, İsrail’in en saldırgan olduğu dönemlerde bu ülkenin karşısına dikilmiştir. İsrail lobisinin oyuncağı olmayı reddetmiş ve etmeye devam ediyor.
Garip olan şey.!
"DÜNYA BUNU ÇÖZÜM ZANNEDECEK;
İsrail hükümetinin "Egemen ve bağımsız bir Filistin devletini tamamen unutturmak istemesi bir siyonist senaryosu, sanki Başrol Trump, yardımcı oyuncular Suudi Veliaht Prens Selman ve ‘Gazze Kasabı’ Netanyahu. Bu plana göre, Gazze’de ‘barış’ varmış gibi gösterilecek. Arap ülkeleriyle İsrail normalleşiyor, dünya da bunu ‘çözüm’ görüyor. Oysa amaç, Filistin davasını yok etmek bölgeyi kan gölüne çevirmek, yanına da maşaları alarak.!
Bahse konu bölgedeki devletler İbrahim anlaşmasına imza atsın atmasın Filistin ve Sudan’nın başına gelenler onlarında başına gelecek düşüncesiyle hareket etmeli










