Muş’ta düzenlenen 12. Uluslararası Onkoloji Günleri’nde bunun ne kadar gerçek olduğunu bir kez daha gördük. Pembe balonların gökyüzüne bırakıldığı farkındalık yürüyüşünde, çiçekli taçlarla saçlarımızı süslediğimiz, ellerimizi birleştirip “Erken teşhis hayat kurtarır” dediğimiz anlar yaşadık. Ama asıl mesaj, hepimizin kalbine dokunan yaşam öykülerindeydi.
Çevremde birçok kişiyi kanserden kaybettik. Bazı dostlarım hâlâ bu hastalıkla içli dışlı yaşıyor. Kanser derdi, hayatımızın tam ortasına oturdu; ağır bir gölge gibi, adım attığımız her yerde bizimle.
Bu gölge yalnızca hastaların değil, sevdiklerinin, arkadaşlarının ve hatta tanımadığımız insanların da hayatını etkiliyor. Kaygı, korku, belirsizlik… Bunlar yalnızca sözle anlatılamayacak kadar derin ve yorucu duygular. Ama işte tam da bu noktada, bilinçlenmenin gücü devreye giriyor.
ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR
Uzmanlar defalarca vurguluyor: Erken teşhis hayat kurtarır. Düzenli doktor kontrolleri, sağlıklı yaşam seçimleri… Bunlar sadece önlem değil; hayatı daha güvenli kılan eylemler. Sigara ve alkolden uzak durmak, beslenme alışkanlıklarımızı değiştirmek, bedenimizi ve ruhumuzu korumak… Yapabileceğimiz en büyük savaş, farkına varabilmektir.
Kanserin gölgesinde yaşanmış hayat öyküleri, umut dolu gözler ve farkındalık yaratma çabaları… İşte tam da burada, Muş’ta düzenlenen bu etkinlikte insanın en temel duygusu olan yaşam sevgisiyle yüz yüze geldim.
ÖLECEĞİMİ ZANNEDİYORDUM
Gazeteci Fulya Soybaş Işık’ın sesi hâlâ kulaklarımda: “Meme kanseri dendiğinde öleceğimi zannediyordum… Ama çok şükür, bugün artık bilimin ışığında kanserin bir çaresi var. Erken teşhis hayat kurtarır.”
Onun yaşadıkları, umutla bilim arasında bir köprü kuruyor bize; gösteriyor ki korkmak yerine harekete geçmek gerek. Her tetkik, her kontrol o kadar önemli ki bunu anlamış oluyoruz.
MÜCADELEYİ BIRAKMA…
12. Uluslararası Onkoloji Günleri, uzmanların, mücadele edenlerin ve gönüllülerin bir araya geldiği bir dayanışma alanıydı. Genç Birikim Derneği Başkanı Salih Yüce’nin belirttiği gibi, 18 ülkeden 400 katılımcı hem bilgi paylaştı hem de kanserle mücadelede umut ve cesareti çoğalttı.
Kanserle savaşmak, sadece ilaçlarla ve ameliyatlarla değil; farkındalıkla, bilinçle ve sevgiyle mümkün. Muş’ta yükselen o yürüyüş ve panellerden tek bir mesaj çıkıyor: “Erken teşhis hayat kurtarır.”
UMUT HEP VAR
Kanser korkutucu olabilir; ama erken teşhis, düzenli kontrol ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarıyla onun karşısında durmak mümkün.
Bu yüzden bugünkü yazımda edindiğim bilgiler doğrultusunda buradan bir çağrı yapıyorum: “Kendi hayatınızın farkında olun, sevdiklerinize sıkıca sarılın ve tetkiklerinizi aksatmayın. Hayatın kıyısında duran umut, bazen küçük bir adım kadar yakın.”
TEŞEKKÜRLER
Bu farkındalığın oluşmasında emeği geçen Genç Birikim Derneği Başkanı Salih Yüce’ye, gazeteci Fulya Soybaş Işık’a ve etkinliğe katkı sağlayan tüm doktorlar, gönüllüler ve katılımcılara yürekten teşekkür ederim. Sizlerin çabası, yalnızca bilgi vermekle kalmıyor; hayat kurtarıyor, umut aşılıyor…
Muş’ta düzenlenen 12. Uluslararası Onkoloji Günleri’nde gördüğüm dayanışma, bana bir kez daha gösterdi ki birlikte farkındalık yaratmak, en değerli hediyedir. Her birinize minnettarım.