Artık siyasi bir arena, uluslararası operasyon merkezi, jeopolitik bir saha, hatta çoğu zaman dijital bir cephe.
Ve bu cephede artık bir oyuncu daha var: Next Sosyal.
Next Sosyal, T3 Vakfı öncülüğünde, Selçuk Bayraktar’ın vizyonuyla doğdu.
Sadece yerli bir uygulama değil; dijital alanda milli refleksin bir dışavurumu.
Selçuk Bayraktar’ın İHA’larla semada yaptığı devrimin, bu kez veri egemenliği alanındaki karşılığı.
Ancak bu platformu anlamak için önce soruyu netleştirelim:
Türkiye neden bir sosyal medya platformuna ihtiyaç duydu?
Çünkü geçmişte dijital alanda sadece sansürle değil, hedefli manipülasyonla da sınandık.
Türkiye X’te Ne Yaşadı? Dijital Alanın Görünmeyen Saldırıları
Türkiye, özellikle milli güvenlik odaklı operasyonlarında, küresel sosyal medya platformlarında haksız, hatta organize dijital saldırılara maruz kaldı. Bunlardan bazılarını unutmadık:
Barış Pınarı Harekâtı (2019)
Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde PKK/YPG unsurlarına karşı sınır ötesi operasyon başlattı.
Aynı saatlerde, X (Twitter) üzerinde “#TurkeyIsKillingKurds” etiketi küresel trend oldu.
Türk kullanıcıların karşı etiketi “#TurkeyIsFightingTerror” birkaç saatliğine öne çıksa da sistematik olarak görünmez hâle geldi.
Twitter, Türkiye’nin resmi kurumlarının açıklamalarını “uyarı etiketi”yle sınırladı.
Zeytin Dalı Harekâtı (2018)
TSK Afrin’e girdiğinde X’te binlerce bot hesap aynı cümlelerle Türkiye’yi savaş suçlarıyla itham etti.
Türk kullanıcıların ve gazetecilerin içerikleri etkileşimde bastırıldı.
Trend Topic algoritmaları, operasyonu destekleyen içerikleri engelledi veya hızla görünmezleştirdi.
Ayasofya’nın yeniden cami oluşu (2020)
Ulusal bir karar olmasına rağmen, Twitter’da Türk kullanıcıların kullandığı “#AyasofyaCamidir” etiketi birkaç saat içinde trendten kaldırıldı.
Aynı anda Avrupa merkezli hesaplarca başlatılan “#HagiaSophiaMuseumForever” etiketi dünya gündeminde üst sıralara taşındı.
Bu örnekler, yalnızca bir platformun “taraflı moderasyon” sorunu değil; uluslararası bilgi savaşında Türkiye’nin sesinin kesilmesidir.
Ve işte tam da bu noktada “yerli ve milli bir sosyal ağ” sadece ihtiyaç değil, bir savunma hattıdır.
Algoritmalar Neden Bu Kadar Önemli?
Sosyal medya platformlarının kalbi, algoritmalarıdır.
Bu algoritmalar, neyin gösterileceğine, neyin bastırılacağına, neyin görünür, neyin görünmez olacağına karar verir.
X (Twitter) Algoritması
Kullanıcının etkileşimde bulunduğu hesaplara ve fikirlere benzer içerikleri daha çok gösterir.
Bu da kullanıcıyı bir “filter bubble” (filtre balonu) içine hapseder.
X’in açık kaynak algoritma raporlarına göre, “yüksek etkileşim ama tartışmalı konular” bazı bölgelerde görünürlük azaltma (shadow banning) ile karşılaşabilir.
Devlet kurumlarının bile etkileşim ağı, politik eğilimli içeriklere göre filtrelenebilir.
Next Sosyal’in Yaklaşımı
Keşfet algoritması, bireysel tercihlere değil, topluluk öncelikli içeriklere öncelik verir.
“Yerli yapay zekâ” olan T3 AI, içerikleri siyasi ya da ideolojik yönlerine göre değil, etik sınırlar içinde değerlendirir.
Reklam odaklı değil, “katılım odaklı” öneri sistemine dayanır.
Kullanıcının “manipülatif içerik” olarak işaretlediği paylaşımlar, platformun öğrenen sistemine katkı sağlar.
Sonuç olarak algoritmaların tarafsızlığı, kodun değil niyetin kimde olduğuna bağlıdır.
Ve bu niyet, X’te bizim elimizde değil. Next Sosyal’de ise potansiyel bizde.
Dijital Egemenlik Sadece Yazılım Meselesi Değil
Bir ülkenin dijital alandaki varlığı, sadece sunucularla ölçülmez. Veri neredeyse güç oradadır. Söz neredeyse gündem oradadır.
Algoritma kimin elindeyse, gerçeklik onun çerçevesindedir.
Next Sosyal, bu yüzden sadece bir “alternatif sosyal medya” değil.
Bir duruş, bir strateji, bir dijital direnç biçimidir.
Selçuk Bayraktar bu milletin semalarında İHA’larla bir egemenlik kazandırdıysa,
Next Sosyal ile dijital alanda da o istikameti gösteriyor:
“Yazılım da savunmadır. Sosyal ağ da milli güvenliktir.”
Bu Satırda Durup Bir Daha Bakalım
Sosyal medya çağı, artık sadece özgürlükle değil; güvenlikle de ilgilidir.
Bu çağda, dijital vatanı olmayanın, söyleyecek sözü kalmaz.
Next Sosyal belki mükemmel değildir. Ama doğru bir yerdedir.
Ve doğru bir yerden atılan her adım, dijital bağımsızlığın kilometre taşıdır.
Çünkü dijitalde sesinizin duyulması, orada olmanızla değil… O zemini sizin inşa etmenizle mümkün…
Kubilay Bilal Öztürk - Sosyal Medya / İletişim Uzmanı
