Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi, İstanbul'da köprülerin kapatılması ve tankların sokaklara çıkarılması ile başladı.
Askerî güçler ve polisler arasında yoğun çatışma yaşandı, sivillere ateş açıldı. Atatürk Havalimanı ele geçirildi. Türkiye Büyük Millet Meclisi bombalandı.
Darbe kısa süreliğine de olsa başarı sağlasaydı Türkiye korkunç bir iç boğazlaşmanın içine düşebilirdi. Çok büyük ve kanlı bir kaosun yaşanması muhtemeldi.
Güvenlik güçleri ile vatandaşların 15 Temmuz gecesi darbe girişimine karşı verdiği mücadelede takdire şayandır Türkiye genelinde 63'ü emniyet personeli, 6'sı askeri personel, 183'ü ise sivil olmak üzere 252 kişi şehit oldu, 2 bin 734 kişi de yaralandı. Şehitlere rahmet diliyorum, gazilerimizi minnetle anıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin geçmişinde askeri müdahale, muhtıra ve darbe teşebbüsleri olduğu gibi Türk siyasal yaşamını ters-düz eden birçok olay vardır. 27 Mayıs 1960 ve 12 Eylül 1980’de olmak üzere iki askeri müdahale; 12 Mart 1971 ve 28 Şubat 1997’de olmak üzere iki askeri muhtıra; bu süreçlerin aktif aktörü olan Türk Silahlı Kuvvetleri, her askeri darbe ve muhtıradan sonra devlet yönetime el koydu yeni oluşumlara yöneldi. İşte bu anlamda askeri müdahaleyi gerçekleştirenlerin öncelikli amaçlarından biri, kurum olarak sivil denetimi mümkün olduğu kadar uzaklaştırmak oldu.
Bu darbe ve muhtıralardan sonra parti kapatmaları, siyasî davalar, tutukluluklar ve idamlar yaşandı. Aktörleri, oluşum, gelişim ve sonuçlarıyla diğerlerinden ayrı ele alınması gereken 15 Temmuz darbe girişiminde ise Türk milletinin iradesini arkasına alan siyaset mevcut hükümet tarihte ilk kez bir darbe girişiminin başarısız kalmasında önemli rol oynadı. Halkı darbeye karşı sahaya çekti Bu son derece doğru ve onurlu dürüş karşısında darbeciler başarılı olamadı.
Cumhuriyet den öncede darbelere maruz kaldık..
. Osmanlı da 17. yüzyılın başlarında Sultan II. Osman'a karşı girişilen Yeniçeri darbesinin ardından, Osmanlı tarihinde, Lale devri ve III. Selim döneminde yapılan darbeler ve 1876, 1909 ve 1913 yıllarındaki darbeler devletin iç ve dış politikada güç kaybetmesine neden olduğu gibi Balkanlardaki toprakların çoğunu kaybetmemiz bu darbeler sürecinde oldu.
15 Temmuz her bir bireyiyle, milletiyle o gün sokakta olan ya da gönlü sokakta olan bütün milletimiz birer gazidir. Türk Milletinin yazdığı bir destandır. Böyle bir destanı yazmış bir milletin bireyi olmaktan herkes büyük gurur duymalı.