Türkiye, Ege’deki egemenlik haklarını hedef alan bu tek taraflı adıma karşı jet hızında karşılık için hazırlıklarını tamamladı.
Türkiye, Ege’de çevre başlığı altında atılacak tek taraflı adımların sadece ekolojik değil, diplomatik sonuçlar da doğurabileceği mesajını vermeye devam ediyor. Ankara, çevre duyarlılığı adı altında atılacak hamlelerin, mevcut deniz yetki anlaşmazlıklarını provoke edebileceğini sürekli vurguluyor.
Konuyla ilgili Helen Çukuru denen bölge, Helen Yayı’ na paralel olarak Helen Dağları, İyon Adaları, Girit, Rodos, hattından güneybatı istikametine doğru uzanıyor.
Buna göre Yunanistan'ın, İyon adalarının dışsal sınırından başlayarak Girit ve Rodos adalarının dışsal sınırına uzanması, devamında Batı Anadolu’nun kıyı şeridine kadar gelmesi ve bu hat üzerinde muhtelif zamanlarda ve mekanlarda farklı deniz parkı inşa etmesi mümkün olabilecektir. Düşüncesinde projenin gerçekleşmesiyle beraber Yunanistan, daha önce elde edemediklerini bu şekilde ekolojik sistemin koruyucusu sıfatıyla elde edebileceğini düşünüyor. Beyin küçük olunca büyük düşündüğünü sanır..
Yunancada güzel atasözleri vardır!
Cehenneme giden yolda yürümek kolaydır.
Taş da yumurtanın üstüne düşse yumurta da taşın üstüne düşse olan yine yumurtaya olur.
Yunanistan kendi atasözlerini dikkate almalı.
Yunanistan, Türkiye’nin kendisiyle yakın bir komşusu, ticaret ortağı, turizm partneri, NATO müttefiki, dostu ve güvenlik işbirliği için en yakın ülke olarak görmelidir. Sürekli diyorum. Anlarsa!
Anlamazsa Türkiye’nin farklı anlatımları da var. Bilinmeli