Yapılan tahminler kitap olarak yayınlayan profesörler olduğu gibi, imzalı kitapları nedeniyle ihya olanda oldu
Marmara Bölgesi’nde 1999 yılında yaşanan büyük depremde Türkiye asrın felaketini yaşadı.
Binlerce vatandaşımız hayatını kaybetti.
Marmara Denizi çevresinde binlerce bina yıkıldı.
O dönem sayıları az olan deprem uzmanı bilim adamları toplu halde asıl tehlikenin bundan sonraki depremde geleceğine dikkat çekti.
Açıklama yapan bilim adamları arasında en çok yazısı hatta kitapları bulunan AE yazdığı ilmi yazılarda beklenen en büyük tehlikenin 2015 yılında gerçekleşeceğini iddia etti.
Bir başka prof NG İstanbul'da yaklaşık dört milyon insanın depremde ölme ihtimalinin olduğunu söyledi: ..Allah’ın izniyle hiç biri olmadı.
Tabi CORONA da olduğu gibi doğru konuşanda var örneğin;
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy
“Son 2-3 gündeki artçılarla birlikte ikinci kez beklediğim 6.2’lik deprem tehlikesi kalmamıştır. Kumburgaz çukurundaki fay tamamen kırılmıştır. Bu durumda İstanbul’da başka bir deprem tehlikesi kalmamıştır.” dedi.
Bilim bazen yanılıyor olabilir. Bilim, gözlem, deney ve analiz sürecidir ve her insan çabasında olduğu gibi hatalara, önyargılara ve sınırlamalara tabidir. Bilimsel bulgular genellikle geçicidir ve yeni kanıtlara ve analizlere dayanarak revizyona uğrayabilir.
Ancak bilim adamı diye kıyamet senaryoları yapmak bilim adamlarını hezeyanlara götürür.
Bilim, bilgiyi hedef alır. Bilgi ise, ister kısa ister uzun vadede medeniyetin üzerine inşa edildiği en büyük güçtür. Ve elde edilmeye çalışılan bilginin yönünü, fayda belirler. Bilimin hedefi faydadır.
İnsan beyni sonsuzluğa açık bir uzuvdur. Çünkü Allah, insanın kendisini keşfetmesini ve tanımasını murat etmiş ve Yaratan bilimi yalnız insan denen canlıya vermiştir. Bu beyni kullanırken verene saygı duymak lazım.
Bir vatandaş olarak 1999 dan beri
Yaptığı bütün tahminleri doğru çıkan, Jeolog Prof. Dr. Şener Üşümezsoy’a saygı duymak gerekir diyorum.
Bir yazar boğazda otururken Zigana dağına veya Zap suyuna şiir yazabilir. Bir bilim adamı bunu yapamaz Arazide olacak, makale yazmakla, vatandaşı küçük görmekle kendi pisliğini yemekle prof’ luk olmuyor. Maalesef.!