Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, resmen CHP'ye katıldı. Salona CHP lideri Özgür Özel ve Muharrem İnce birlikte girdi. Önce Özgür Özel kısa bir konuşma yaparak kürsüyü İnce'ye bıraktı.
Özel şunları söyledi:
"Türkiye'nin dört bir yanında şimdiye kadar 600'den fazla ilçe binamızda çayımızı içtim. Her seferinde derim ki burası baba evidir. Buranın kapıları, vatanına, milletine sevgi duyan herkese sonuna kadar açıktır. Çağrımıza kulak verenlerle partimiz Türkiye'nin birinci partisi oldu. Hala CHP, birinci parti pozisyonunu korumaktadır.
Cumhuriyet Halk Partisi her geçen gün biraz daha güçlenerek 100 yıl sonra Anadolu'nun ve Trakya'nın yükünü sırtlanmış, Gazi'nin partisini iktidara taşımaktadır.
Bir yol arkadaşımızı, gençlik kolları üyeliğinden, cumhurbaşkanı adayını geçen hafta ziyaret ettim. Kendisini baba evine davet ettim. Memleket Partisi'nin borçlarının olmadığını, biliyoruz. Partisini en yaşlı üyeye devretti. Memleket Partisi kendisini feshedecek. Onları da baba ocağına bekliyoruz. Ben Muharrem İnce'ye rozet takamam, onun rozeti doğuştan alnına takılıdır zaten."
'PİŞMANLIKLA GELMEDİM'
Özel'in ardından Muharrem İnce de kısa bir konuşma yaptı. Konuşmasına Hasan Hüseyin Korkmazgil'in bir şiiriyle başlayan İnce şunları söyledi:
"Bak şu insanların güzelliğine. Kaşı destan, gözü destan, elleri kan içinde. Kör olasın demiyorum. Kör olmadan gör beni. Ekilir ekin geliriz. Ezilir un geliriz. Bir gider bin geliriz. Beni vurmak kurtuluş mu? Hor baktık mı karıncaya? kırdık mı kanadını serçenin? Vurduk mu yavrulusunu Karaca'nın? Ya nasıl kıyarız biz cana? Sen olmasan öldürmek ne? Zindanlarda çürümek ne? Korka korka yaşamak ne diyeceğiz hep birlikte? Ben bugün buraya bir kibirle gelmedim.
Ben bugün buraya bir pişmanlıkla da gelmedim. Ben bugün buraya kişisel bir hesapla da gelmedim. Ben bugün buraya Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'in samimi, içten bir davetiyle geldim. Ayrılıklar bazen kırgınlıktan olur. Bazen de umudu başka yollarla aramakla olur. Benim bugün buraya gelişim bir geri dönüş değildir. Benim bugün buraya gelişim bir kucaklaşmadır, bir sarılmadır, bir hasret gidermedir.
Demokrasi dedik. Hukukun üstünlüğü dedik, eğitim dedik, bilim dedik, akıl dedik. Hep aynı şeyleri söyledik. Ve ayrı düştüğümüz günlerde de bir çift mavi gözün ışığından, Atatürk ilkelerinden hiç vazgeçmedik. Bugün burada aranızda eğilmeyen başınız olmak için buradayım. Susmayan diliniz olmak için buradayım. Bükülmeyen bileğiniz olmak için buradayım. Ve hepinize diyorum ki Kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber ya hiçbirimiz. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Sayın Genel Başkanımıza daveti için çok teşekkür ediyorum. Hepinize saygılar sunuyorum. Sağ olun, var olun. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz."