Uzmanlara göre, mamografiyle alınan düşük doz radyasyon zararsız olmasına rağmen birçok kadın bu nedenle kontrollerini erteleyerek erken tanı fırsatını kaçırıyor.
Medicana International İstanbul Hastanesi’nde “Birlikte Daha Güçlü, Daha Sağlıklı” temasıyla düzenlenen farkındalık toplantısında, gazeteci Sevda Durgun’un moderatörlüğünde bir araya gelen hekimler meme kanserinde erken teşhisin önemine vurgu yaptı. Programa Prof. Dr. Deniz Arslan, Prof. Dr. Zehra Füsun Tokatlı, Op. Dr. Engin Okan Yıldırım, Dr. Belma Kurdoğlu Akgün ve gazeteci Fulya Soybaş Işık katıldı.
KADINLARDA EN SIK GÖRÜLEN İKİNCİ KANSER
Onkoloji bölümünden Prof. Dr. Deniz Arslan, meme kanserinin kadınlarda en sık görülen ikinci kanser türü olduğunu, kansere bağlı ölümler arasında ise ilk sırada yer aldığını belirtti. Arslan, “Normal risk grubundaki kadınlar 45-55 yaş arasında her yıl mamografi çektirmeli. Bu uygulama ölüm riskini yüzde 20 oranında azaltıyor. Mamografi yaptırmayan hastalar bize 3-4 kat daha ileri evrede geliyor” dedi.
MAMOGRAFİDEN KORKMAYIN
Prof. Dr. Arslan, mamografiden alınan radyasyonun sanıldığı kadar yüksek olmadığını vurgulayarak, “Bir insanın çevreden 1-2 ayda aldığı radyasyonla mamografiden alınan doz aynı. Bu nedenle kadınlar korkmadan düzenli olarak kontrollerini yaptırmalı” ifadelerini kullandı.
ALKOL RİSKİ ARTIRIYOR, YÜRÜYÜŞ KORUYOR
Yaşam tarzının da meme kanseri riskinde etkili olduğunu belirten Arslan, “Alkol kullanmak riski 1,5 kat artırıyor. Haftada 2 saat tempolu yürüyüş ise riski yüzde 20 azaltıyor. Sigaradan uzak durmak, ideal kiloda kalmak ve Akdeniz tipi beslenmek çok önemli. Ayrıca 30 yaşından önce doğum yapmak da koruyucu bir etken” dedi.
HER KADIN AYDA BİR KEZ KENDİNİ MUAYENE ETMELİ
Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Engin Okan Yıldırım, erken teşhisin hayat kurtardığını belirterek, “18 yaşından itibaren her kadın kendi kendine meme muayenesi yapmalı. Regl bitiminden sonraki ilk gün, ayda bir kez elle kontrol çok önemli” dedi.
Yıldırım, 40 yaşından sonra mamografinin altın standart olduğuna dikkat çekerek, “Mamografi yılda bir kez, Sağlık Bakanlığı’nın önerisine göre ise iki yılda bir yapılmalıdır” bilgisini paylaştı.
ERKEN TANI, TEDAVİ BAŞARISINI YÜZDE 99’A ÇIKARIYOR
Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Zehra Füsun Tokatlı, erken tanının tedavi başarısını belirleyen en kritik unsur olduğunu söyledi. Tokatlı, “Erken teşhis edilen hastalarda yaşam oranı yüzde 99’a kadar çıkıyor. Ancak geç kalındığında bu oran yüzde 40-50’lere düşüyor” dedi.
Radyoterapi gören hastaların çevresine radyasyon yaymadığını da vurgulayan Tokatlı, “Radyoterapi, yalnızca ışınlanan bölgedeki mikroskobik hücreleri yok etmek için uygulanır. Hastalar tedavi sonrası düzenli kontrollerini ihmal etmemeli” şeklinde konuştu.
GENÇ YAŞTA VAKALAR ARTIYOR
Kanser Savaşçıları Derneği Başkanı Dr. Belma Kurdoğlu Akgün, dernek olarak tanı alan hastalara psikolojik destek sunduklarını belirtti. Akgün, “Son yıllarda 28-30 yaş aralığında meme kanseri vakalarında artış görüyoruz. Genç yaşta bu tanıyı almak, hastalarda psikolojik yıkıma neden olabiliyor. Bu yüzden hem fiziksel hem ruhsal destek çok önemli” dedi.
LÜTFEN TETKİKLERİNİZİ İHMAL ETMEYİN
Meme kanserini yenerek sağlığına kavuşan gazeteci Fulya Soybaş Işık, yaşadığı süreci paylaşarak hastalara umut verdi:
“Kanser eşittir ölüm sanıyordum. Oysa erken teşhisle bugün hayattayım, çocuğumun büyüdüğünü görüyorum. Artık biliyoruz ki bilimin ışığında kanser tedavi edilebiliyor. Lütfen tetkiklerinizi ihmal etmeyin, geç kalmadan kontrollerinizi yaptırın. Erkan teşhis hayat kurtarır”
